24 Haziran 2011 Cuma

AFORiZMALAR

Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim,durup yürüyenlerin geçişini seyretmeyi değil.

Esin daima şarkı söyler;asla açıklamaya çalışmaz.

Eğer ağzın yemekle doluysa nasıl şarkı söyleyebilirsin ?

Ve eğer elin altınla yüklüyse,şükretmek için nasıl kaldırabilirsin ?

Güneşe arkanı dönersen,ancak kendi gölgeni görürsün.

Ben onlara güneşi gösterim,Aptallar parmağıma baktılar.

Yüreğin bir volkansa eğer,avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin?

Bana "seni anlamıyorum" demen,haketmediğim bir övgü, haketmediğin bir yergidir.

Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!

Suskunluğu gevezeden,hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim.

Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.

Her insan iki insandır;biri karanlıkta uyanık,diğeri ise aydınlıkta uykudadır.

Düzenbazlık bazen başarılı olur,ama her zaman kendini öldürür.

Diğer yanımla hiç bir zaman tam bir uyum içinde olamadım.

Görünen o ki maddenin özü aramızda uzanmakta.

Bir gerçek her zaman bilinmek,ama ara sıra söylenmek içindir.

Eğer sırrını rüzgara açarsan,sırrını ağaçlara söyledi diye rüzgarı suçlayamazsın.

En acınacak kişi, düşlerini altın ve gümüşe dönüştürmüş olandır.

Halil Cibran

1 yorum:

Adsız dedi ki...

what I was looking for, thanks