Önce bir bebektir, Ağlayan, vızıldayan, dadısının kollarında;
Sonra sızlanıp duran bir okul çocuğudur, çanta elde, Yüzü pırıl pırıl ve mahmur, çaresiz sürüklenir okula sümüklü böcek gibi...
Ve sonra aşıktır; Yanar, tutuşur, ah eder; sevgilisinin kaşları için...
Acıklı türküler yakar. Sonra bir askerdir: Duyulmamış cinsten yeminler eden ve bir panter gibi meydan okuyan, Ün peşinde koşan, atak ve kavgacı, Boş şeref uğruna kendini topun ağzına atan...
Ve sonra belediye meclisi üyesidir, koca göbekli; semiz horozlarla beslenen Sert bakışlı ve mevkiine uygun bir sakal bırakmış, Konuşur veciz sözlerle, ileri görüşlüdür hem, Kendine düşeni yapar böylece.
Altıncı yaş dönemi:
Ve eski moda pantolon ve terlikler ayakta; Burnunda takılı durur gözlüğü, kesesi sarkar yanından;
Gençliğinin daracık pantolonu dünyalar kadar boldur artık kuru bacaklarına;
Ve koskoca erkekçe ses, bir çocuk sesi gibidir yeni baştan, Konuşur öter gibi, ıslık çalar gibi...
Son sahne:
Bu macera dolu acaip hikayenin bittiği,İkinci çocukluk dönemidir ve unutulup gittiği;
Dişler döküktür artık, gözler fersiz, zevklerden ve her şeyden yoksun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder