19 Ekim 2011 Çarşamba

YAZARLARDAN SECMELER ( 19/10/2011 )

Bendeniz başbakanın ne avukatıyım, ne gözdesi. Görüşlerimin pek çoğunu paylaşmayacağına da eminim. Eleştirmek isteyenin o özgürlüğü olmalı elbette. Ama yalan yanlış nedenlerle, varsayımlarla, vehimlerle değil.
Buyurun, sollayın Erdoğan'ı. Hızlı değişimcilikte, yürekli atılımcılıkta, halka yakınlıkta, üçkâğıtçılığa direnmede, Batı haksızlığına dur demede.
Sollayın da, "Vay be, birden fazla lider çıkıyormuş bizim memleketten" diye sevinelim.



Hasan Bülent Kahraman ( Sabah )


2008’den itibaren finans sektöründeki krizin faturasını çalışanlara, orta sınıflara ödetmek Amerika’da çok büyük bir öfke patlamasına, bir ‘isyan’a yol açıyordu:
Wall Street’in işgali !
Bu isyan şimdi yalnız Amerika’yla sınırlı kalmıyor, Avrupa’da krizin en çok vurduğu ülkelere de yayılıyor isyan ateşinin kıvılcımları...
Bu derin hayal kırıklığını ben de paylaşıyorum.
Piyasanın başıboş bırakılmasının neden olduğu adaletsizliklere, eşitsizliklere başkaldıran, sağlık ve eğitimdeki hakçalıktan uzak düzeni protesto eden, bu açılardan siyasetçileri kınayan ‘Wall Street işgalcileri’ni elbette selamlıyorum.
Gönlüm onlardan yana.
Ama aynı zamanda soruyorum:
Yeni dünya nasıl kurulacak ?



Hasan Cemal ( Milliyet ) 


Kadın milletvekillerinin pantolon giyebilmeleri görüşülürken, BDP sözcüsü bir önerge veriyor,  erkeklerin Meclis’e  kravatsız, kadınların da başörtülü gelmelerini istiyordu.
Diyeceksiniz şimdiye kadar neredeydiler ?
İşte siyaset bu! AKP’yi zor duruma düşürmek.
Bugün başörtülü kadınlar, yarın cübbeli, sarıklı, latalı, şalvarlı, mintanlı erkekler...
Kıyafet özgürlüğü yok mu ?
İtiraz niye ?
Sarık da, lata da, şalvar da inancın gereği olamaz mı ?
Siz, kadınlar başını örtünce sorun bitti sanıyorsunuz değil mi ?



Hasan Pulur ( Milliyet )



Bu ne demek? 1 asker’e karşı 1.027 kişiyi serbest bırakarak İsrail acaba barış yolunda iyi niyet ve bir nezaket mi gösteriyor, yoksa muhatabına hakaret mi ediyor?
Türlü yorumlara açık.
Kendi insanına verdiği değeri anlatmak istiyorsa başka insanlara hiç değer vermediğini de hatırlatıyor bize... Nitekim 1.027 kişiyi -bence- aşağılamıştır.

Rauf Tamer ( Posta ) 

Zekâ ölçüm birimi olan IQ’ya bağlı mutluluk ile iş hayatı memnuniyetsizliğinden doğan mutsuzluk arasında gidip gelen bir ahalimiz var..
IQ’ya bağlı mutlulukta Avrupa beşincisiyiz.. İş hayatına bağlı mutsuzlukta ise dünya sekizincisi..
Demek ki “git gel” bir kafa yapımız var..
Hâlimiz böyleyken beynimizin kıvrımlarına parmak sokup “Senin mesaini sabahın altısında başlatacağım..” demek milleti şokolok eder..
Ahalimiz sağduyuludur ( ! ) ama ne yaptığını ne yapacağını kendisinin de bilmediği bir sağduyudur bu..
Ömrü boyu oy vermediği adamı bunayıp, parti icra kurulunda “Karım öldü. Benden saklıyorsunuz..” diye ağlama kıvamına geldikten sonra seçer mesela..
Yahut ecdadını belleyecekse onun peşine düşer..
O sebepten çalışma hayatını fazla kurcalayıp, icat çıkarmayalım derim.

Selahattin Duman ( Vatan )

1 yorum:

G R İ ❥ dedi ki...

basbakanimizi ayakta alkisliyorum ..

..