İlk
kayıtlar annesinin 31 Temmuz’da ölmesinden hemen öncesine ait. Bu
kayıtlarda bu olayın arkaplanına, Kierkegaard’ın kendisinin ve ailesinin
yaşamının geçtiği ortama ilişkin bazı izleri görmek mümkündür. Okuyucu
bu olaya ilişkin hiçbir kayıt göremeyecektir. Ancak dört yıl sonra
babası öldüğünde Kierkegaard, bu olayı yalnızca kaydetmekle kalmamış,
ayrıca dikkatle not etmiş ve anlatmıştır. Kierkegaard’ın günlüklerinin
işlevi ve yapısını değerlendirirken bu hususu hatırlamak önemlidir.
Elbette
Kierkegaard’ın annesinin ölümüne ilişkin herhangi bir günlük sayfasının
veya mektubun bulunmaması, hiç yazılmadığı anlamına gelmez. Bu
kayıtlardan hiç birinin muhâfaza edilmemesi hem bilinçli olarak bir
günlük yazarken hem de ayrı ayrı kâğıtlardaki notlarını korurken
Kierkegaard’ın kasıtlı olarak yaşamına şekil veren olaylara ve
ilişkilere odaklandığını; annesinin ölümünün ise bu olaylar arasında yer
almadığını göstermektedir. “Gizli not”a ilişkin olarak yapılacak rutin
bir araştırma, bu notun Kierkegaard’ın annesinin ölümüyle ilişkili
olduğunu da gösterebilir.
Kierkegaard’ın eğitmeni Hans Lassen
Martensen’e göre, Søren annesinin ölümünden çok etkilenmişti. Gerçekten
de Martensen’in annesi bir ölüme bu kadar çok üzülen başka bir kimse
görmediğini söylemiştir.10 Ama bunun gerçek açıklama olması olasılık
dışıdır. Kierkegaard için annesinin ölümü, içinde yaşam destek sistemini
sağlayan ailenin nihayet çöktüğü uzun bir yıpranma sürecinin son
aşamasıdır.
İşte onun yaşamını, içinde sürdürmek
zorunda olduğu kaçınılmaz gerçek; Kierkegaard’ın kendisi tarafından daha
genel bağlantılarıyla kullanıldığı şekliyle yaşamın “gerçeği” buydu.
Yayınevi : Anka Yayınları
Yazarı : Kierkegaard
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder