26 Ekim 2011 Çarşamba

YUNUS


Omzunda cansız bir el vardı yıkıntıların arasından ilk göründügünde.
Sevinmistim. Gercekten ama cok sevinmistim kurtulmus diye.
Dün hayatını kaybetmis kırılmıs vücudu ile Erzurum'a giderken, Agrı'ya giderken.
Ta Van'dan kilometrelerce öteye giderken.

Oysa ben Yunus'u hic tanımıyordum.
Ama bu resmini ömrüm boyunca unutmayacagım.

" Rahmet ve Dua "

25 Ekim 2011 Salı

DOĞUM GÜNÜ

Bir an gelir, sen gelirsin gözlerimin önüne, hem de hic umudumun olmadıgı bir anda...

Yüregim susar düsüncelerimi dinlerim sakince...

Kayıp giden yitik umutların yer ile yeksan oldugu bir anda, gözlerimin önünde olusan bir ısık huzmesisindir artık...


Ve bir an gelir sahiden karsımdasındır öylece...

Suskun yürek atmakta, konusan düsünceler susmakta,
umulan an, pat diye karsımda...

Sesim titrer, elim kolum düser ve bu naciz beden seni bekler...

ilk gördügüm andaki sen, ilk duydugum andaki sen'le birlesir gözlerimin önünde...

Beden yalpalamaya baslar dogrulmak icin kendine dayanak arar...

Sonra elim elini tutar, kalbim kalbinin üzerinde...

sonra, sonra ve cok daha sonra...


İctigim cay seninle, yedigim yemek seninle...
Gezdigim sokaklar, izledigim filmler, seyrettigim oyunlar...
Bir bakmısım ki istanbul seninle...


Verilen bir söz, takılan bir yüzük...
Yakılan bir kına, atılan bir imza...

iste baslangıcı bir bakıs, bitimi sonsuzluk olan altın bir zincirin ilk halkaları...


ve yine sonra hemde cok daha sonra...

Günleri, ayları ve nihayetinde yılları devirmeye basladık...

Dogmasaydın deviremezdik.
Olmasaydın sevinemezdik.

Üc otuz ve yedi yılı geride bıraktım, sunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, tıpkı Nazım gibi ;

her gecen günüm baska bir anlamlı senin sayende...

Bundan sonra farketmez ki neyim olsun.
Hayatımda pek cok sey, varsın olmaz olsun.
Bu sözlerim sanadır sevgili yar.
Dogum günün kutlu olsun.


Nisan 2008

BAZEN


Bazen de yazmak ister insan; hırsından klavyenin tuslarına dövercesine dokunur, ak bir kagıda kazırcasına dokundurur kaleminin ucunu...
 
bazen de yazmak ister insan; yazdıgı harflerin tonlarca agırlıgı oldugunu bilir ve binlerce mesaj verdigini düsünür kelimeleri yanyana dizerken...
 
bazen de yazmak ister insan; hersey tanıdıktır artık ona, kalemi ve kagıdı gözucuyla ona bakar ve beyninde coktan resmetmistir sevdiklerinin bas harflerini...
 
bazen de yazmak ister insan; kendi hayatında asla gidemeyecegi yerlere gidip sözleriyle ben simdi oradayım der ve insan iki eli kanda olsa bile yazar...
 
ve insan bazen de...



2005 iSTANBUL


19 Ekim 2011 Çarşamba

YAZARLARDAN SECMELER ( 19/10/2011 )

Bendeniz başbakanın ne avukatıyım, ne gözdesi. Görüşlerimin pek çoğunu paylaşmayacağına da eminim. Eleştirmek isteyenin o özgürlüğü olmalı elbette. Ama yalan yanlış nedenlerle, varsayımlarla, vehimlerle değil.
Buyurun, sollayın Erdoğan'ı. Hızlı değişimcilikte, yürekli atılımcılıkta, halka yakınlıkta, üçkâğıtçılığa direnmede, Batı haksızlığına dur demede.
Sollayın da, "Vay be, birden fazla lider çıkıyormuş bizim memleketten" diye sevinelim.



Hasan Bülent Kahraman ( Sabah )


2008’den itibaren finans sektöründeki krizin faturasını çalışanlara, orta sınıflara ödetmek Amerika’da çok büyük bir öfke patlamasına, bir ‘isyan’a yol açıyordu:
Wall Street’in işgali !
Bu isyan şimdi yalnız Amerika’yla sınırlı kalmıyor, Avrupa’da krizin en çok vurduğu ülkelere de yayılıyor isyan ateşinin kıvılcımları...
Bu derin hayal kırıklığını ben de paylaşıyorum.
Piyasanın başıboş bırakılmasının neden olduğu adaletsizliklere, eşitsizliklere başkaldıran, sağlık ve eğitimdeki hakçalıktan uzak düzeni protesto eden, bu açılardan siyasetçileri kınayan ‘Wall Street işgalcileri’ni elbette selamlıyorum.
Gönlüm onlardan yana.
Ama aynı zamanda soruyorum:
Yeni dünya nasıl kurulacak ?



Hasan Cemal ( Milliyet ) 


Kadın milletvekillerinin pantolon giyebilmeleri görüşülürken, BDP sözcüsü bir önerge veriyor,  erkeklerin Meclis’e  kravatsız, kadınların da başörtülü gelmelerini istiyordu.
Diyeceksiniz şimdiye kadar neredeydiler ?
İşte siyaset bu! AKP’yi zor duruma düşürmek.
Bugün başörtülü kadınlar, yarın cübbeli, sarıklı, latalı, şalvarlı, mintanlı erkekler...
Kıyafet özgürlüğü yok mu ?
İtiraz niye ?
Sarık da, lata da, şalvar da inancın gereği olamaz mı ?
Siz, kadınlar başını örtünce sorun bitti sanıyorsunuz değil mi ?



Hasan Pulur ( Milliyet )



Bu ne demek? 1 asker’e karşı 1.027 kişiyi serbest bırakarak İsrail acaba barış yolunda iyi niyet ve bir nezaket mi gösteriyor, yoksa muhatabına hakaret mi ediyor?
Türlü yorumlara açık.
Kendi insanına verdiği değeri anlatmak istiyorsa başka insanlara hiç değer vermediğini de hatırlatıyor bize... Nitekim 1.027 kişiyi -bence- aşağılamıştır.

Rauf Tamer ( Posta ) 

Zekâ ölçüm birimi olan IQ’ya bağlı mutluluk ile iş hayatı memnuniyetsizliğinden doğan mutsuzluk arasında gidip gelen bir ahalimiz var..
IQ’ya bağlı mutlulukta Avrupa beşincisiyiz.. İş hayatına bağlı mutsuzlukta ise dünya sekizincisi..
Demek ki “git gel” bir kafa yapımız var..
Hâlimiz böyleyken beynimizin kıvrımlarına parmak sokup “Senin mesaini sabahın altısında başlatacağım..” demek milleti şokolok eder..
Ahalimiz sağduyuludur ( ! ) ama ne yaptığını ne yapacağını kendisinin de bilmediği bir sağduyudur bu..
Ömrü boyu oy vermediği adamı bunayıp, parti icra kurulunda “Karım öldü. Benden saklıyorsunuz..” diye ağlama kıvamına geldikten sonra seçer mesela..
Yahut ecdadını belleyecekse onun peşine düşer..
O sebepten çalışma hayatını fazla kurcalayıp, icat çıkarmayalım derim.

Selahattin Duman ( Vatan )

15 Ekim 2011 Cumartesi

EŞCiNSEL MUTLULUK

Eşcinsel olduğu için 2008 yılında babası tarafından öldürülen Ahmet Yıldız’ın hikâyesinden esinlenilerek çekilen ‘Zenne’ filminde katil baba rolündeki Ünal Silver, kendi kızının da eşcinsel olduğunu açıklayarak Altın Portakal’a damga vurdu.
Kızının mutluluğundan mutluluk duyduğunu açıklayan baba, “Adam öldürdüm deseydi mutsuz olurdum” diye konuştu.
GELİN ALMAYA GİDECEK
Köln’de yaşayan pedagog kızı Şefika Natalie Gümüş’ün Alman sevgilisiyle evleneceğini ve önümüzdeki günlerde düğününe gideceğini söyleyen 'Kuzey Güney' dizisinin de oyuncularından olan Ünal Silver, kızının eşcinselliğiye ilgili şunları söyledi:
“Açıklamalarım niye bu kadar dikkat çekiyor anlamıyorum. Kızım gelip eşcinsel olduğunu söylediğinde hiçbir tepki göstermedim. Çünkü benim için önemli olan kızımın mutluluğudur. Gelip de bana 'Bir adam öldürdüm ya da çok mutsuzum” deseydi o zaman tepki gösterir ve üzülürdüm. Hepimiz mutluluğun peşinde koşmuyor muyuz? Kızım bu şekilde mutluysa bana onu desteklemek düşer. Yakında evlenecekler. Ben de düğünlerinde olacağım. Kızımın eşcinsel olduğunu açıklamam sansasyonel olmamalı. Zenne filminin ne anlatmak istediğini sanırım en iyi anlayanlardan biriyimdir. Zenne kızıma armağanım olsun.”

HaberTurk Magazin

Siz nereden cıktınız Allah askına ! Aile kurumu edep haya var yahu. Düsünceye bak mutlu olmuş. Bu sekil bir yasantıyı normalmis gibi nasıl benimsersiniz havsalam almıyor. 

7 Ekim 2011 Cuma

Steve Jobs 1955-2011

İnsanlık tarihini degistiren üc elmanın birinin sahibiydi;

Adem ( A.S ) 'in elması
Newton ' un elması
Apple ' ın elması

1 Ekim 2011 Cumartesi

Vecihi Hürkuş Havalimanı

Asagıdaki haberi okudunuz veya okuyun. Ben bu haberi sevdim. Bir sekilde Vecihi Hürkuş u yaşatmak lazım..

Hürkuş 2012 de havada

Ben istanbul icin yapılacak 3. havaalanının adının Vecihi Hürkuş olmasını destekleyenlerdenim. Ve öyle olmasını da istiyorum.